Çok Kolay Bulması İlahi Sözleri
Kâmilin gönl-i zevayâsı geniştir, yer çok,
Bir kısım yolda kalır, girmeğe azdır meyyâl.
Çok kolay bulması Allah’ı diyor ehl-i kemâl,
Bir bilen bulmağa sa’yet onu bulmaksa muhâl.
Çünki kimya gibidir Hakk’ı bilen âlemde,
Saklıdır taht-ı kubâb bilmez onu ehl-i dalâl.
Bahtı yâver kişi ancak, buluşur bunlarla,
Rastlasa kâmili inkâr eder ashâb-ı şimâl.
Bâzılar kâmili bul, dâmeni hiç terketme,
Tut izin der, gözün aç işte budur habl-i-visâl.
Bâzılar dâmeni koy tut yed-i-ulyâyı diyor,
El tasarruf yeridir, dâmeni terket eli al.
Bâzı ârif de diyor, el de etek de boştur,
Kâmilin gönlüne gir ki bulasın istikbâl.
VEDHULİ CENNETİ (118) emri, sana açmışsa nikâb,
Cennet-i hâs’a duhul et, göresin onda cemâl.
Sığmam elbet bu semâlarla bu arza dedi Hakk,
Mü’minin kalbine ancak, sığar ol Rabb’i Celâl.
Kalp gönül medhalidir, gönlü ricâlin cennet,
Giren azdır, sen o azlıkta bulun cehdet kal.
El etek tutması eshelse de, çok müşkildir,
Gönle girmek, onu herkes edemez istihsâl.
Talibin gayreti, el, hem eteği belki tutar,
Amma gönlü bulamaz yol, onu reddetse ricâl.
Çokları elle etekte tutunup kalmıştır,
Girecek yol gönüle, bulmadılar ehl-i makal.
Kâmilin gönlüne girmek, orada yer almak,
Herkesin kârı değil, sen buna çok himmet sal.
Kâmilin gönl-i zevayâsı geniştir, yer çok,
Bir kısım yolda kalır, girmeğe azdır meyyâl.
El etek tuttum işim bitti, sanırsan yandın,
Gönle girmekdi hüner, sen onu ettin ihmâl.
Amma elsiz de eteksiz de çıkılmaz bu yola,
İşbu eshâb-ı visâle gerekir hep ikbâl.
Çokları kâmili bulsa, el, etek de tutsa,
Gönle dâhil olamaz hiç, olur encâmı melâl.
Bâzılar gönle girer, hıfzını bilmez bu yerin,
Boş çıkar her emeli, karşı gelir izmihlâl.
Gönle girmek nice müşkil ise, hıfzetmek onu,
Öyle güçtür ona kadir olamaz her cühhâl.
Kâmilin gönlü evinden, düşen olmaz iflâh,
Bir çıkar yol bulamaz, kaplar onu hüzn-ü-vebâl.
İstivâ etti gönül mülküne ancak Rahmân,
Cennet-i adn ile temsil ediyor ehl-i misâl.
Hâsılı beyt-i İlâhi, o, gönüldür elhak,
Gir tavaf et, seni men’eylemesin meyl-i nevâl.
Yol hatarnâk, yürümek çokca metânet ister,
Bunca talipleri yoldan, çevirir mâl-ü-menâl.
Nakılân benzetilir, kâtip elinde kaleme,
Tercüman olmadadır, elçi gibi var mı zevâl.
Hak yolundan eli bomboş, çekilenler çoktur,
Sen tamam et yolu geç git ediver istikmâl.
El, etek tuttuğu halde bozup ahdin çekilen,
Az değildir, o nasipsizlere olma emsâl.
Hakk’a tevfiz-i-umur et, bu saadet yoluna,
İste tevfik, ki muinin ola Rabb-ı müteâl.
ŞEMSİ’den duyduğunu can kulağıyle dinle,
Urefâ sözleridir, sanma onun bu akvâl.